YARATILIŞ ve KADER

Yokluğu düşün. Yok bile yok. Anlamsızlık..
Bir kişi hariç; Tanrı.

Değişik şekillere girip, bi takım sıfatlara bürüyerek, çeşit çeşit alemleri var etmesini, yaratma olarak açıklıyor.


Yaratılışta bazı prensipler vardır. Bunlar yaratılana dair bazı özelliklerdir. Şekiller, maddesel özellikler, duygu ve his oluşturan sıfatlar.

Eline bir nesne al. Mesela bardak.
1- Neyden yapılmış -ki onun duygu ve hislerini verecek sıfatları tanımlar Tanrı.
2- Şekil, koku ve bazı maddesel durumlar yüklenir cisme.


Aslında bardak olarak gördüğümüz şey Tanrı'nın tecelli yoluyla bir şekil oluşturarak, onun maddesel yapısına uygun nitelik ve sıfatları yüklemesidir.

Bu kısaca anlattığımız maddelerin var edilişinde, bir de insan tarafında etkiler (duygu-durum) oluşturulur. Bardağın sert olmasını ne bardağın sertliğinden ve ne de elimizdeki histen anlarız. Bu sadece Tanrı'nın olayları bize sebepler boyutunda izah etmesidir.Yani bardağı eline aldığında, hissettiğin maddesel nitelikleri Tanrı ruhunda ilham olarak telkin edip, idrakine sunar ve biz bir bardak tuttuğumuz bilincini yaşarız.

Örneklendirmeye devam edelim..


Karşınıza vahşi bir hayvan çıktı. Bu andan itibaren Tanrı ilgili prensipleri ruhunuzda ilhami telkinler ile oluşturmaya başlar. Yani içimizde oluşan bu hisler, kendiliğinden değil, bizzat Tanrı'nın var etmesiyle oluşan hadiselerdir. [Prensiplerden kasıt, korkulan köpek ise bu fobiye ait duygu ve davranışları oluşturmasıdır]

Örnekler böyle uzar, gider. Aşk, gülme, heyecan, endişe, üzüntü...vs.

Hologram Örneğiyle İzah:
Yaratılışı bir örnekle izah etmenin en sağlam yolu hologram örneği üzerinden anlatmak. Holografik bir görüntüde, bir insan eline bardak aldı. Sen yani yaratıcısı, holograma elinle temas ediyosun, sadece ışık. Ancak hologramdaki yazılımsal insan elinde bardak tuttuğuna tam inanıyor. Çünkü yazılımı, nesnel prensiplere göre ve bardak protokolüne göre yazdın. Yazılımsal insana da bardak tutarkenki hisleri yazdın(yaşattın). Başka bi örnek verelim. Yazılımsal insan bıçakla hıyar doğrarken yanlışlıkla parmağını kesti (sen yani yaratıcısı, yanlışlık süsüyle kestirdin). Protokoller işlemeye başlar; parmağında kesik açılır, kan akar, ruhuna acı duygusu yaşatılır. Her olayın bir mantığı ve ölçüsü vardır. Ufak bir kesik için kılıç yarası protokolleri işletilmez. Adamın karşısına vahşi köpek çıkar; korku, heyecan protokolleri yüklenir/yaşatılır. İşte tam burda başka bi bilgi vereyim: Bu duygu-durum protokolünde Tanrı dengesiz oynamalar yapınca; o kişiye psikolojisi bozuk, ruh hastası denilir.
Programcılıkta kod kütüphaneleri vardır. Her programı yeniden yazmayıp, o kütüphaneden hazırını çağırırsın. Tanrı da böyle yapar. Yani her duygu-durumun, nesnel hissedişlerin hazırı vardır. Hayalimize ilham eder(tecelli).

SONUÇ:

YARATILIŞ, her an devam eden, canlı bir Tanrı marifetidir. Bir kurmalı saat gibi değiliz. İşte kurdum ve çarklar orda kendiliğinden dönecek gibi.Yaşadığımız her olayı, her an Tanrı gerçekleştirip, çeşitli haller olarak bize yaşatıyor.
Bizler insan olarak sadece idrakten ibaretiz. 1 saat sonraki basit bir tavrın bile yazılmış. Yarın karşıdan karşıya geçerken, kafandan geçecek fikir bile belli.

Kaderi, hayatı, akışı değiştirebilmek mi?


Buna bizim teknik olarak bir müdahalemizin olması imkansız. Tanrı bize sunarsa olur ve biz yaptık sanırız.


Meselenin özü bu. Şimdi diğer mevzuların kapılarını da bu anahtar ile açın ve Tanrı'yı izleyin.


Bu yazıyı iyice idrak ettikten sonra çok ilginç sorulara yanıtlar bulabilirsiniz. Dünya Nizamı ve Tanrı'nın kişiliği hakkında. Mesela hayalimde sevmediğim kişilerin görüntüsünün oluşması, Tanrı'nın psikolojik bozukluk adı altında, bana ettiği zulümdür. Rüyalarımda gösterdiği aşırı iğrençlikler ise Tanrı'nın gerçek yüzüdür. Yani benim gündüzden etkilendiğim cart-curt sair olaylardan etkilerin, bilinç altından geceye yansıması değildir!


Pek hoş şeyler yok ama bakın gene de... Bir görseniz ruhani alemde yapılan sahtekarlıkları, isyan edersiniz. Ör; Sağcının ve Solcunun ruh haline gönderilen, huzur ve sıkıntı da solcunun nasıl kayırıldığını görseniz mesela... Hepsini yazmayım sahtekarlıkları, siz bulun.

Kader Nedir? 

Başından sonuna kadar, her saniye ve santimine kadar yazılmış yazıya kader denir. Tam olarak bir kaderi yaşarız. Hiç bir dahlimiz olmadan.. Tanrı ne yazmışsa, onu yaşarız. Zaten "Yaratılış" konulu yazımızı okuyan bunu net olarak anlayabilir. Şimdiye kadar Kader' in tanımını hiç kimseye gerçeğini yazdırmadı Tanrı. Çünkü bu sayede iki şeyi amaçladı;
1. Hayatın doğallığı ve gerçekliği bozulmasın(maddi)
2. Yaptığı lanetli işlerin, sebeplere sayılmasını sağlamak(gaybi)
(Not: Kader asla değişmez)

KADER - YAŞAM İLİŞKİLERİ

Kaderi uygulayan bizzat Tanrı'dır;
-Zenginin kazandığı her kuruşu, ona Tanrı kazandırır.
-Fakirin fakirliği kaderdir.
-Alacağınız evi, siz seçmezsiniz.
-Sigara içmek kesinlikle kaderdir.
-Alkol bazılarına kesin kaderdir. Bu kişiler içmek istemedikleri halde Tanrı onlara zorla içirir. Örnek Ben! Çünkü lanetli kaderi alkol (sebebi) üzerine yazmıştır. Hani adaletli ya. Sebepli olacak ya. Tanrı alkolün arkasına saklanır. İçerken de içine gizlenir. Bazılarına ise kader ama zaten sever ve yaşam biçimi olmuştur.
-Evleneceğiniz kişiyi siz seçmezsiniz.
-Bir çapkının götürdüğü bayan dahi kaderinde yazılı olup, o bayan ayarlanıp, o herifin altına sürülür!!! Tersi de mümkündür. Kaderinde yazılı değilse, elinden alınması gibi. Bu biraz garibinize gitti değil mi? Bu işler böyle yürüyor.
-Örnekler böyle uzar gider....Bu konu tamamen teknik bir konudur. Fakat insan gözüne ayan olmadığı için bu yazılanlar okuyucuya; haddi aşma, hakaret, safsata vs. gelebilir.

Kader Nasıl Yazılır?
Tanrı uzun vadeli planlar yapar. Gelecekte kötü bir kader yazacağı topluluğun(soy,aile vs.) önce tipini bozar. Buna genetik saldırı diyorum. Büyük dedenizin eşi(tanrının seçimi) aşırı çirkin ve simasında belirgin/baskın bir kusuru vardır. Bu kusur komple soyağacına yayılır. Tanrı işte burada yazacağı lanetli kadere 1 adet zemin hazırlamıştır. Sadece bununla bitmez. Büyük dedeniz göç edebilir. Çünkü memleketlerin kadere direk etkisi vardır. Sizi koyu dindar yapar. Muhafazakar yapar. İşte bunun gibi etmenler ile makus kadere zeminler hazırlar. Yani bu konular çok fazlaca detaylı ve uzun.

NOT: Bu mevzuları gözümüze ayan eden de buraya yazdıran da Tanrı'dır. Tanrı yazmamı istediği yerden zulm ediyor. Yazmaya mecbur bırakıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖTE ALEM: CEHENNEM

YARATICININ ŞEYTAN OLDUĞUNA DAİR DELİLLER