BEN NASIL BİR HAYAT YAŞADIM

17.03.2007
=======I=======
Öyle aklınıza direk ateşte adam yakmak gelmesin…
Daha acı verici,saniyelerin sırtına "sistematik sahtekarlıklar" ile ızdıraplar yüklemek…
Şüphe verici noktaları da işaret edeceğim ve bu sayede bunu yapan zihniyetin kişiliğine dair de ipuçları edinmiş olacaksınız.Bunların sadece psikiyatri hastalığından ibaret olduğuna inanmak saflık olur.Nedenini okuyunca anlarsınız.
Acaba nereden başlasam,en büyüklerden galiba... Sorunlardan uzaklaşmaya iyi niyet göstermenin bilimsel faydası da olmalı sanırım.

Bu yazıyı sabırla okumanızı istirham edeceğim.Bölümler halinde sunacağım.Özetin özetini yazmak bu kadar uzun sürdü,birde tahmin edin 5 yıl saniye saniye yaşamak nasıldı? Cehennem!

->Önce altyapı hazırlıkları.Öyle ya dünyada cehenneme atacağın kişiyi önce manevi hapse atman gerekir.Elini kolunu bağlaman gerekir.Bu anlamda;
-Kafamı sanki demiyeceğim,gerçekten bir şey ile sıkıyorlardı,
Neticeleri:
* İradem elimden gidiyordu
* Beyin fonksiyonlarım sadece beynime hariçten gelen işlevleri yerine getirebiliyordu ve bu işlevler ise tamamen benim aleyhime olan şeylerdi hepside.Bunu yeni yeni fark ediyorum düzeldiği için.Kafamın içinde çalışmasını hissedebildiğim bi etkide,adeta bir mekanizma var ve bu çalıştığı zaman beynime o hariçten gelen,beni kötülüğe sürükleyecek telkinlere engel olamıyordum.
* Hal böyle olunca isteyen beni istediği kötü yöne sürükleyebiliyordu.İçki içmeye gidelim diyen birini imkansız reddedemiyordum.Vs. tüm kötü şeylere sürükleniyordum.Farkındaydım ama elimden bişey gelemiyordu.
* Bu yüzden maddi olarak ta sıfırı bulmuş durumdayım.
* Hiç kimseye sorunlarımı anlatamıyordum,bi şekilde kafamdaki düşünce mekanizması beni kandırıyordu ve ne çevremdekilere ne de bu forumlara sorunlarımı anlatamıyordum.5 yıl boyunca kimseyle konuşamadım.Üstelik web programcılığı felan da bildiğim halde bir foruma üye olupta iki çift laf yazamadım.

-> (en fazla acı verenlerinden biri buydu) Dişime ve tırnaklarıma hep bişeyler sürtülüyor,yünlü eşyalar,jilet,bıçak,tırnak makası.Kışın kazak,çorap giyemiyorum.Traş olmak,tırnak kesmek tam bir işkence.O kesici aletle dişlerimi kestiğim hayalimde bire bir canlanıyor ve acılarını eksiksiz yaşıyorum.Hayat tam bir kabus hem de uyanık haldeyken.Meyve yiyemiyordum,meyve yemek kötü bir kabusa dönüştüğü için asla yiyemiyordum.Vitamin alamıyordum.Dişlerim fiziksel olarak zarar gördü.Bedensel olarak ta çok zarar gördüm.Bir kaldırıma bakayım,o kaldırımı ısırıyorum,kafam köşesine sürtülerek kesiliyor…İnanın ki bunlar hayalimde öyle canlanıyorki,yani sanki gerçeğini tv de karşımda izliyorum.O denli net bi şekilde bu feci şeyler kafamda canlanıyor ve bire bir bu acıları yaşıyordum.Ortada sadece akan kan yoktu!

-> Hayal sisteminin bozukluğu;şu sıralar hala devam eden bir sorun.Demiştim ya sistematik,bir kurgu gibi.Bu da öyle. Kendimi hep feci şekilde farklı senaryolarda can verirken görüyorum.Bu senaryolar çevremde baktığım şeylerde oluşuyor.Mesela yolda giden bir kamyona baksam,kendimi o kamyonun tekerleri arasında sıkışmış feci şekilde acı çekerken görüyorum.Asfalta baksam,dişlerim ve kafam asfaltta sürtülüyor.Bu olayları çok gerçekçi yaşıyorum.Acılarını bire bir hissediyorum.Ortada sadece kan yok.Alt yapı kısmında bahsetmiştim,beynim ve iradem bende değildi.Bu ayda yılda bir olmuyordu.Her an,her daim,bu 5 kabus yılının içinde her saniye ayrı bir işkence yaşıyordum.Bir tırnak makası dişlerimi kesiyor,bir traş bıçağı dişlerime sürtünüyor.Bu öyle basit bir etki değil,sanki dev gibi,dayanılmaz bir acısı vardı.Eve gelince ilk işim çorapları ve üzerimdeki kazağı çıkarmak olurdu.Onlar üzerimdeyken acı çekiyordum.O yünlü eşyalar dişime dolanıyordu.Bunlar masal gibi gelebilir ama günlük hayatta aynısı gerçeten yapılıyormuşçasına acısını yaşıyordum.
Kafamda bir şey hayal etmek istediğimde,sevdiğim değer verdiğim insanları hayal edemiyorum.Çünkü hayalim sanki benim irademden çıkmış ve hayal etmek istediğimde onların hayalimde çok kötü durumlarda olduğunu görüyorum.İstemeden,elimde olmadan.Mesela çok iyi,değer verdiğim birini anımsamak istediğimde hayalimde onun acı çıkğlıklar içinde feci şekilde can verdiği (elektrik çarpması,hızarın kesmesi,yanması ..vs.) canlanıyor zihnimde.Kötü birini hayal ediyorum hiç bi sorun yok.Hatta çok düzgün görünüyor.Hep diyorum ya bir sistematiği var bunların.Bu bir gizli kapaklı perde arkası sahtekarlığı diye.Hastalık kara düzen olur.Kolun kırılmışsa hiçbir cismi kaldıramazsın,masayı kaldırıpta,sandalyeyi kaldıramıyorsun gibi bir durum çok saçma.Hastaysan her şeye hasta olman gerekir.Burda bir sahtekarlık söz konusu.Sevdiğin insanlar acılar içinde görünsün,dejenere iğrenç pislik yaratıklar sa iyi görünsün.Hadi ordan.İşte bu yüzden bu bilinçi bir bela,bir sahtekarın gazabına uğradım.Hayal sistemim tamamıyla bozulmuş durumda.
İnsanlar yanıma gelip sorunlarından bahsediyor.Pardon sorun? Evet sorunla işkence farklı şeyler. 1 milyon insanlık işkence 1 insanda toplanırsa ne olur? Cehennem!

=======II=======
->Kafam bir işlemci gibi işliyor;Hep düşünüyorum,hep...hep.İyi kötü,herşeyi..Düşünmekten artık günde 1-2 saate kadar inmiş uykularım.Ölü gibi dolaşıyorum üstelik çok ta yorucu bir işim var yapmak zorunda olduğum.Düşünceler sistematik;insanların yaşayış biçimleri,gruplara ayrılmış şekilleri,hayatın nasıl idare edildiği,inanların ruh yapılarındaki davranışlarının gözüme görünür hale gelmesi....sanki tanrı yaptığı işleri bana zorla anlatıyordu ve benim küçük beynim silindir altında kalmış gibi eziliyordu.1 sn. bile beynim dinlenemiyordu.Engel olamıyordum.Demiştim ya alt yapı çalışmalarındaki mengene ve dürtü mekanizmasına yenik düşüyordum üstelik bunların farkında bile değildim.Kafamı bir şey sıkıyor diyemiyordum.O derece bu lanetler kuşatmıştı beni.Hayatın hiçbir güzelliğini yaşayamıyordum,sadece kötülükleri yaşıyor ve acı çekiyordum.

->Nedir bu telkinler,ruhsal anatominin bozulması: Bir insana birkaç şeyin dışında bundan daha fazla kötülük yapılamaz galiba. İçimde bir olayı düşünürken gülme geliyor ardından da güldüğüm için samimi olmadığım ve akabinde yalancı konumuna düşüyorum.Bu gülme gözlerimde bir etki ile oluşuyor.Buna bağlı olarakta günlük hayatta gerçek maddi ve manevi zararlara uğruyordum.Üzülmem gereken şeye asla üzülemiyordum.Bir cenazemiz var diyelim.Ben orada üzülmem gerekirken,kafama öyle telkinler geliyorki,üzülemiyorum.Bu telkinler:benim davranışlarımın çevremdeki insanların beyinlerinde nasıl oluştuğunun empatisini sürekli yinelemek.Karşı koyulmaz bir hastalıktı.Gülmem gereken yerde üzgünüm.Çevremdeki insanlar gülüp eğlenirken benim içime yine o sebepsiz sıkıntılar dolardır.Etrafımdakiler sorardı sebebini ama bilmediğim şeyi bir türlü anlatamazdım.Başka insanların yüz ifadeleri ile davranmak.Çok gıcık oluyorum buna hala devam ediyor.Kendi hal ve edalarımla yaşamak istiyorum ama fark etmeden.Fark ettiğiniz zaman yaşam bozuluyor.O zaman hayat sanki tiyatro oynuyormuşsunuz gibi oluyor ve yaşamdan hiçbir zevk alamıyorsunuz.Bir şahıs ile olan münasebetlerimin aynısını o anda kafamda kendim izliyorum,berbat bir durum.Hayatın orjinalitesi bozulmuş.Sonrasında beklide yüzlerce kez o kişi ile olan münasebetim aklıma geliyor.Her gelişinde olay büyüyerek ilerliyor ve kafam kazan gibi oluyor.Neticesinde ise ruhumun çok büyüdüğünü hissediyorum.Diğer insanlar çok küçük varlıklar gibi gelmeye başlıyor.Sonra içimde suçlamalar sen büyüksün,sen biliyorsun her şeyi diğer insanlar bilimiyor ve bir de bakmışım ki hayatımda yapayalnız kalmışım.Hadi bu telkinlere inanmıyorum diyelim.Yahu gerçekten o kadar uğraştım ki bay olsun bayan olsun arkadaş edinmeye sanki herkes benden kaçırılıyordu.Çok fazla ısrar ettiğimde ise çok iğrenç dejenere pislik bir adam veya kadın illaki beni buluyordu.Akabinde başlıyordu pisliğini bana bulaştırmaya.Taki ben artık bu durumu anlayıncaya kadar.Anlamakta yetmiyor o pislikler ile içimdeki dürtüler ne hikmetse aynı paralelde hareket ediyorlardı.İşte bu yüzden sistematik diyorum.Bu yüzden işte birilerini suçluyorum.

->Her zaman kötü adam ben,suçlu ben: Öyle bir durum ki; yaşamda bir konu hakkında birisi benim hakkımı yiyorsa,içimden bir ses sürekli bana tehditler yağdırıyor,beni suçlu buluyor.Hakkımı o kişinden almam ve hakkımı aramamam için her türlü telkinler geliyordu.İşin en garip yanı ise gerçekten o tehditler günlük yaşamda gerçekleşiyordu.Tv de haber izlerken,bir dolandırıcı bir kötülük yapmış olsun,o kişinin yaptığı kötülüğü kendimde hissediyor ve adeta o kötülüğü ben yapmışım gibi oluyordu.

->Her daim içimde bir pişmanlık bir korku: bir kişi bir suç işler ve kendisine verilecek cezayı beklerken ki durumundaki pişmanlık ve korku duygusu aralıksız 5 yıl sürdü.Kendime bu soruyu soramıyordum.Çünkü dedim ya beynim ve iradem bende değildi.Durduk yere hiç bi suçum yokken kendimi hep pişman ve suçlu hissediyorum.

>Sıkıntı : İçimde öyle bir sıkıntı varki,tarif edilemez.Sebebi yok,durduk yere acaip bir sıkıntı var.Durduğum yerde duramıyorum.Bu sıkıntıdan dolayı,ne konuşabiliyorum,ne de bir sosyallik kalıyor.Durduğum yerde deliler gibi kıvranıyorum.Beni yiyip bitiriyor,mahvediyordu.Kalbimde bir baskı oluşuyor,nefes almamı engelliyordu.Bu baskı sebepsiz sıkıntıları da beraberinde getiriyordu.Kalbim çarpıntı şeklinde atıyordu hep.Aralıksız sürüyordu.Bu baskı aynı zamanda toplum içinde kendimi ifade etmemi,bir konuda hakkımı aramamı acaip derecede engelliyordu.Hakkımı aramak için konuşmam gerektiğinde,kalbim öyle bir atıyordu ki,öleceğim sanıyordum.Yine hakkımı aramam gerektiği zaman beynim adeta duruyordu.Tek kelime dahi konuşamıyordum ve yine suçlu ben oluyordum.

=======III=======
->Nefes Darlığı: Bu sıkıntılar neticesinde genzim kapanıyor,nefes alış-verişlerim duruyor.İçimdeki sıkıntılar katlandıkça katlanıyordu.5 yıl aralıksız devam etti. Zaten burnumdan çocukken ameliyat olmuşum evet bir problem vardı ama bu sıkıntılar tamamen durduruyordu nefes alışlarımı. 3 ayrı hastaneye gittim,nefes alamıyorum dedim.Doktorlardan kimisi, benden sağlamsın dedi,kimisi zayıfla (75 kg-1.77 cm boy) dedi,kimi si de,evet bi sorun var özel kliniğime gel 3.000 ytl ye ameliyat edeyim dedi.


->Kabızlık:
Bu rahatsızlık gerçekten de kanserden beter. Kanser öldürür,bu süründürür. Yaklaşık 35 yaşına kadar da bu ağır hastalığı çektim.
Kabız olunca;
-nefes alış-veriş sayısı dörtte bire düşüyor ve yeterli oksijen alınamıyor,
-vücut, besinleri alamıyor ve açlık hissi duyuluyor hep,
-hiç bitmeyen, acı verici mide yanmaları,
-konuşma isteği kalmıyor ve boyun öne eğiliyor,
-ruhsal sıkıntı ve öfkeli bir ruh hali oluşuyor,
-...vs. bir çok ruh ve beden sağlığı sorunlarını beraberinde getiriyor.
Bu kabızlık lanetinin üzerine bir de uykusuzluğu ekleyin. Yanına da diğer tüm dünyevi sorunlarınızı ekleyin. Bu durumun yıllarca hiç düzelmeden sürdüğünü düşünün. İşte benim kabus hayatım hep böyle geçti.

->Korkular:
Her gece korkuturlardı beni. 18 yaşımdan itibaren hep yalnız yaşadım. Aslında basit şeylerden pek korkmam. Çoğu hayvanlardan, gece ormana ve dağa gitmekten korkmam mesela. Yılan yakalamaktan da çekinmem. Fakat bana şiddetli ve ağır korkular telkin edikiyordu. 2 defa insanlık dışı korkuttular. Birincisi gerçek hayatta, ikincisi de rüyamda. Tarif edilemeyecek kadar şiddetli korkutmuşlardı.


->Cinsellikte Çift Kişilik: Dedim ya dünyada çekmediğim dert yok diye.Bu da eksik mi kalacaktı bu dertlerin sahtekarı tarafından.Sürekli telkinler geliyor,bi takım iğrenç duygular,sanki bu şeyi ben istiyormuşum,sanki ben temayül ediyormuşum gibi gizli kapaklı yapılmaya çalışılıyordu.Foyası sonradan çıkıyor ortaya.Üstelik benim gibi bir yapıda olan adama.Rüyalarda da yine aynı işbirlikçilik devam ediyordu tabi.Rüyalar zaten iğrençlik tanrıçasının jokeri adeta.Dünyada kafasına koyduğu şeyi insana rüyasında dayatarak,zorla yaşatmak.Bunu anlatmakta utanacak sıkılacak bişey yok.Beni yansıtmayan durumların veya çektiğim binlerce dertten her hangi bir tanesidir.Şükür ki bu pislik illetten de sıyrıldık.Umarım tekrar yaşamam.

->İçimde acelecilik duygusu (hatta belirgin dürtüsü) var; Bi işi yapacağım zaman kafama sanki bir sinyal geliyor,kafamı ileri itiyor ve birden ileri atılma hissiyle atılıyorum.İstem dışı oluyor.Bunun yaşama yansımaları ise,korkaklık,ürkeklik,hakkını asla arayamamak gibi sonuçlarla sirayet ediyor.Sanki bu şeyi biri bilinçli yapıyor,her nedense;aleyhime olan bişeyden kaçınmaya çalışırken bu sinyal aleyhime daha da fazlalaşıyor.Beni kötülüğe çekmeye zorluyor.

->Zaten kısıtlı zamanlarda girdiğim internet için bilgisayarın başına geçtiğimde,kafamı bişey sıkıyor,internette faydama olan şeyleri yapmaya çalıştığımda içime sıkıntı düşüyor.Bunun dışında ne kadar saçma şey yaparsam yapayım hiç bişey olmyor.Görsel sonuçları;chat olayını asla sevmem,ölü zamanda sıkıntı dağıtmak için chat yapsam net alemindeki en iğrenç kişi illaki beni bulur.Aynı yerde chat yapan kişiliksiz birisi çok kaliteli insanlarla tanışırken üstelik.Not:Psikolojik etkilerle başlayan birşey,görsel kötü sonuçlarla maddileşiyor yaşamda.İnternete girmemek için bi kenarda sıkıla sıkıla oturuyorken sanki 10 kişi kafamı itiyor git internete gir diye.

->Rüya görmekten bıktım;uyuduğumda sabahlara kadar rüya görüyorum.Bilinç altı demeyin lütfen yeterince gamsız olduğumu söyleyebilirim.Günlük yaşamda ahlaki değerlerini yitirmiş kötü bir insandan kaçındım onu görmezden geldim diyelim.Gece rüyamda nerdeyse adamın ayaklarına kapandığımı görüyorum.Bu rüyaları gösterenlerin yarasımı varki.Dinlenmek için uyuyorum (-ki uyuyabilirsem) ama sabah kalktığımda kafam kazan gibi.Kafamı yastığa koyduğum andan itibaren uyanıncaya kadar rüya görüyordum.Hatta daha uyumadan başlıyordu rüyalar.Normal rüyalar değildi,her türlü iğrençlik vardı.Korkunç rüyalar,iğrenç rüyalar.O kadar pislik ki yazmaya bile canım sıkılıyor.En yakınınla ilişkiye sokuyolar zorla.Uyandıktan sonra 1 hafta üzüntü ile dolaşıyordum.Ağlıyordum.Bu varlık alemi bu kadar iğrenç pislik ve dejenere.Varlık aleminde güvende olduğumu asla düşünmüyorum.Bilmiyorum da umarım birde öbür tarafı olmaz bu hayatın.Bu cehennemde yaşadıklarım öbür tarafın ip uçları gibi sanki.Tek istediğim kökten,komple yok olmak.Hayat,varlık bu risklere rağmen benim neyime gerek.Aşağılık varlık alemi!

->Sanki dünyanın düzenini ben döndürüyorum;kafama öyle düşünceler geliyor ki,bir şirket bir ürünü pazarlıyor diyelim,kendimden geçiyorum ve o ürünün nasıl pazarlanacağına dair kafamda yığınla düşünceler oluşturuluyor,o şirkete yoğun acıma duyguları geliyor içime.Acımazsam kafamdaki sıkıntıların şiddeti fazlalaşıyor.İllaki yenik düşüyorum.Ya da tv de program yapan birini görsem bu programda şöyle olsa daha iyi sonuç verir,şu dekor uymamış.Programı yapana yoğun acıma duyguları geliyor.Kurtulmaya çalışıyorum.Fakat ilginç olan şu,bu tür düşünceler geldiğinde zaten kafam sanki mengeneyle sıkılıyor,içimde ağır bir dürtü mekanizması var ve ben bu başkalarına üzülme ve onları düşünme hastalığından asla kurtulamıyordum.Kendi düşünme özgürlüğüm elimden gitmiş sanki kafama ilgili (!) düşünceler enjekte ediliyor ve bende buna eli kolu bağlı baka kalıyorum.Neticede yorulan beyin benim beynim. Diğer düşünceler;İnsanlar gruplara ayrılmış,şu gruplar (hristiyanlar,müslümanlar) tanrı tarafından insiyatifli,bu gruplara hep bela geliyor.Sonra kafama sanki fısıldanıyor;bu kadarını insanlar yapamaz bunu tanrı yapıyor,şu grup imtiyazlı vs..Her insan aynı şartlarda var olmuş iken nasıl olurda biri çok zengin,biri açlıktan ölüyor.Zengin olan insanlar zannediyormusun ki kendileri oldular.Bunları organize eden tanrıdır.Fısıltılar devam ediyor.Sadece fısıltı değil kafamda bir yığın ilgili şekillerde canlanıyor.İster inanın ister inanmayın,ben iddia etmiyorum sadece sorunlarımı yazıyorum.Zaten deliler gibi işkence çekiyorum,defalarca intihar teşebbüslerinde bulunmuşum.

=======IV=======
->Ekstra etkiler,dayatmalar.Bir bayanla tanışmak isteyeceğim zaman kalbim öyle bir atıyor ki,sanki yerinden çıkacak.İnanmazsınız yaşım 29 hala bir kız arkadaşım olmadı.(Çok afedersiniz bi kaç aşağılık paralı birlikteliği saymazsak).Şekil olarak hayli iddialı olduğum söylenir.Belki ilgisi vardır diye yazıyorum,her kafeye oturduğumda epeyce dikkat çekmişimdir.Bir süre sonra wc ye giden bayanlar,gsmlerinin bluetoothlarını kurcalayanlar.Bir tanesine niyetlenip gitmeye kalksam,kalbim davul gibi çalmaya başlar,beynim durur,ne söyleyeceğimi asla bilemem (şiirler bile yazan ben).Hadi bunlar psikolojik,ya maddi engellemeler de neyin nesi.....onları da denedim.Her şeye rağmen gitmeye kalktığımda resmen,ya kız bayılacak oldu,ya ben yada o kafe başımıza yıkılacak oldu.2 defa o kadar uğraştan sonra bi bayanla tanışmaya kalktım,sırasıyla ailesindeki herkes hastanelik oldu tam bizim buluşacağımız gün.Neticede olmadı.Servise bindiğim duraktaki 2 tane bayanla bakışıyorduk (1 yıl boyunca!) artık neredeyse gelip bana odun diyeceklerdi.Biliyordum gidince neler yaşayacağımı.Birine niyetlendim yanına gittim.O anda öyle sıkıntılar çöktü ki üstüme,kalbim öyle bir atıyor,beynim sıfıra inmiş-durmuş ki o anın bitmesini istedim.Sanki ölecektim.Dedim ya herşey sistematikti sanki.Bişeyler bana hayatı cehennem etmek istiyodu bunuda başardı.Hayat gerçekten acılarıyla ve iyi şeylerden men etmeleriyle gerçekten bir cehennem oldu bana.Burada yazdıklarımı sakın övünme olarak anlamayın.29 yaşında kötü olan herşeyi acı bir şekilde yaşamış ve iyi şeylerden yaşam boyu men edilmiş,beyni tükenmiş birinin övünmek aklından bile geçemiyor.Hevesler bile bitmiş.


->Bu hayatta Guantanamo ya gitmeden gündelik yaşamda aynı işkenceleri farksız olarak yaşamak mümkünmüş arkadaşlar.Üstelik bundan yanınızdaki kişinin bile haberi olmuyor,çünkü bişey görmüyor.Yemin ederim ki gerçekten acı,dehşet aynısı...

->Torbalarca psikiyatri hapları,hastanede yatmalar,doktorlar.....hiç biri çare olmadı o dönemde.Öyle ya o haplar insanoğlunun normal sorunları için üretildi.Cehennem ateşine ne yapsın bir kap su!!! 5 YILDIR HASTANE KAPILARINDA SÜRÜNMEKTEN ARTIK GINA,BAY,KUS GELDİ! YETER ARTIK !!! Sadece bu psikiyatri hastalığından yaklaşık 40 defa hastaneye gitmişim.Her gidişim ayrı bir çile.3-4 yere uğrayarak ulaşabiliyorum doktora.Bir yığın masraf.Rapor istirahat ilaç vs..Bi türlü adam olamadık şu aşağılık dünyada.Yaşıtlarım ne yapıyor ben nelerle uğraşıyorum.Daha hayatın başlangıç noktasına bile gelemedim.Bir yığın bela,borçlar…Hiçbir şeye hevesim kalmamış.80 yaşındaki insandan daha bitik duygular.Bedenim müthiş yıpranmış.Beynim artık fiziki ömrünü tamamlamış.Artık ilkokul çocuklarını bile anlamakta zorlanıyorum.Gazete dahi okuyamıyorum.Başım ağrıyor,sıkıntı basıyor.Peki ne olacak benim halim.Bunların hakkıyla bir telafisi dünya şartlarında olamayacağına göre benim hayatım güme mi gitti.Çalışma hayatım geri gelmeyecek şekilde bitmiş.Peki bundan sonraki yaşantımı kim imar edecek.Beni cehenneme atan zihniyet (gerçekten böyle) bunların cevaplarını da hazırladı mı acaba.Kötülük yapmak kolay,herkes yapar,iyi icraatleri yapmak telafi etmek ya imkansız ya da çok zor.Adaletsiz ve aşağılık bir alemde adeta dingonun ahırı olmuş bir düzende gerçek cehennem hayatı…

=======V=======
->Sonuç: Neden yaratıldım ki? Cennet mi istemem.Yaşadığına bin pişman olmak! En acılı müslüm gürses arabeskleri gerçek hayatta yok,mecazdır ama ben yaşadım.Bitmiş bir beyin.Artık gündelik kendi kişisel işlerini bile yapamayan bir insan.Hevesleri bitik,bedeni zarar görmüş.Diğer insanlardan farkım neydi ki.Ben işkence çekmek için yaratılmış bir numunemiydim? Diğer insanlardan çok geri kaldım,bu hayatta sadece ve sadece kötü şeyleri yaşadım.İşin ilginç olan taraflarından biri de şu,küçükken rüyamda cehennemde yandığımı görmüştüm.Yıllar sonra bunu hayatta gün be gün yaşadım.Bu anlattıklarım gerçekten özetin de özetidir.Ayrıntılarıyla yazmaya kalksam fasiküller tutar.Sonuç olarak bu hayattan nefret ediyorum ve yaşamak bir kenara bu evrende asla var olmak bile istemiyorum.Kendim ve sevdikleriminde var olmasını isteyemiyorum.Haksızmıyım?

Kurtuluş Nedir? ..belki bir teselli.

Yerine yenisini koymak asla.Evet şuan epeyce rahatlamış durumdayım.Eski halime göre rahatlamış durumda.Yoksa diğer insanlara göre kıyaslarsam kendimi hala epeyce sorunlar var.Düşünce sistemim hala bozuk.Hayalimde sürekli şiddet içerikli görüntüler oluşuyor.Başka bir olay da şu ki,birisini sürekli kötü hayal edersem,o kişinin yaşam düzeni bozulmaya,birisini iyi şekillerde hayal edersem o kişinin sosyal yaşamı düzelmeye başlıyor.Buna inanmıyordum ama günlük yaşamda çok fazla örneğini yaşadım.Acaba diyorum bu yüzden mi benim düşünce gücüm elimden alınmış.Bu durumun sevmediğim tarafı ise,dejenere iğrenç insanlar hayalimde düzgün,temiz insanlar kötü ve şiddet içerikli görünüyorlar.Acaba ben kurtuldummu? Yaşım 29,beynim hakikaten artık tükenmiş.Önceleri yaşam dolu,hırslı,azimli,çalışkan biri iken,şimdi gerçekten çökmüş,bitmiş biriyim.23 yaşına kadar namazlı abdestli,dindar biri olduğum için zaten dünya adına işe yarar bir kaç güzellikten mahrum idim!O yaştan sonrada işkence ve kabuslar çöktü üstüme hiç bir şey yaşamadım.Okuduğum üniversite de yarım kaldı.Asla çalışıp geçimimi sağlayacak halim kalmadı.Dıştan bakanlar,turp gibi delikanlı diyorlar ama içten bitik.Nasıl ki 80 yaşındaki birisinin yaşam yorgunluğu sonrasında artık hiçbir şey yapmaya mecali kalmadıysa,benim içinde aynı durum söz konusu.Hatta daha fazlası... Benim çektiğim ağır psikiyatri hastalığını,ne insan,ne cin ne de bildiğimiz başka bir varlığın marifeti olmayan,gizli saklı birinin yaptığı,gizli kapaklı bir sahtekarlık olarak niteliyorum.Çünkü dünya şartlarında,iğrenç duygular temiz insanların üzerinde açıkça yaşatılamadığı için.Bu iğrenç duyguları üzerimde yaşayan lanet zihniyet asla ve asla bana yaşattığı cehennemin bedelini sonsuza kadar ödemeye gücü yetmeyecek! Yaşamaktan,var olmaktan artık korkuyorum ve bu evrende beni yok olupta bu sahtekarlığın bitmesinden daha fazla hiçbir şey mutlu edemez.Varlığı reddediyorum.

28.06.2015

Şimdi yaş 37. Bunca sene geçmesine rağmen Tanrı'nın bitmek bilmeyen zulmü hala devam ediyor. Sabahın bu saatine kadar uyku yok, psikolojik sorunlar hala devam ediyor. Beynim ve ruhuma hala lanetler yağıyor. Hala bekar hala yalnız ve 7 yıldır işsiz. Bedava çalışacağım işler dahi bakıyorum ama Allah'ın zihnî işkenceleri daha rahat yapabilmesi için işsiz ve yalnız kalmam gerekli !
Öyle ya!


15.01.2016


Bu yazıda çoğunlukla 2002 de başlayan işkenceli hayatımı anlattım. Ancak 2002 ye kadarki süre içinde de berbat bir yaşantım vardı. Aklımın yettiği 5 yaşımdan itibaren hep ağır derecede sorunlu bir hayat yaşadım.

Kısa geçeceğim;
33 yıl nefes darlığı(ameliyatla kısmen düzeldi),
36 yıl da uyku sorunu yaşadım.
Ruhsal durum olarakta hep kaygılı ve üzgün haldeydim.
9-17 yaş arası çoğunluğu sokakta yaşadım.
Karın ağrısı(her gün)
Bel ağrısı(4 yıl)
Açlık, soğuk
Sigarayla iftar ettiğimi çok hatırlarım.

Hala eziyetler devam ediyor;
!!! Siyasi, uhrevi ve felsefi yazılar yazmaya zorluyor, yazdıktan sonra da fikirlerimle suçlayıp, ağır namussuz şantajlar yapıyor tanrı !!! Burada aslolan yazdıklarım değil, karakterinde fazlaca bulunan namussuzluktan kirli ve köhne bir zevk alması !

Değer verdiğim kişilere, hayalimde kötülük oluşması devam ediyor. Bu kötülükler şiddetli işkence görüntüleri ile cinsel istismar görüntüleri. Değer verdiğim kişilere duyduğum masum ve temiz duyguları, adice namussuz hayallere dönüştürerek, zihnime namussuzca saldırıyor Tanrı !

Zindan yaşamı devam ediyor. Kadınlar konusundaki mutlak yasak, katı bir şekilde devam ediyor. Evlenmek yasak. Bayan arkadaş edinmek yasak. Paralı ilişki bile yasak. Öyle ya; Tanrı cinselliği de Avrupalı öz kulları için yaratmıştı. Zaten ben de "seçilmiş, lanete uğratılan kişi" olarak bunu yaşamaş, ne haddimeydi !!!

İçimden aleyhime sorular soruluyor. Kendi kendime nazar ettiriyorlar.

Nefret ettiğim, aşırı iğrenç birinin(tarikat şeyhi, Fetoş piçi) görüntüsünü, aylarca hayalimde sabit tutarak hayatımı kabusa çeviriyorlar. Bu iğrenç yaratıkların pisliğini, ruhuma yüklemeye zorluyorlar. Çünkü bu iğrenç yaratıkların, Tanrı ile kirli bir işbirliği var !!!

Günlük yaşamda başıma gelen o kadar fazla belalar oldu ki yazı fazla uzamasın diye buraya yazmadığım...

Cinselliği yaşamayı zaten bana yasaklamışlardı ancak bunun yanında cinsel sağlığıma karşı sürekli saldırılarda bulundular. İçimden aleyhime konuşmaya zorlayarak. Tanrı erkekte çift cinsiyeti(ibneliği) benimsediği için hep bu lanetli, sapkın düşüncesini dayattı bana. Kısaca Tanrı, tüm kirli ahlakını ve sapkın iğrenç düşüncelerini hep benim iç dünyamda yaşamak istedi. Bana hep gerçek yüzünü gösterdi.

Allah'ın beni fazlaca yoran başka bir zulmü de ahlaksız ve iğrenç bir kişinin ruhunda birikmiş pisliği, benim üzerime(ruhuma) yüklemeye çalışması veya bununla şantaj yapması. Bir de başka birinde bulunan hastalık veya kötü halin aynısını bana yükleyerek, o kişiyi bu derdinden kurtarmaya çalışıyorlar.

PROJE:
Zindandaki mezarın içine hapsederek, Tanrı'nın kirli yüzünü, Kader olarak yaşatmak !

Sonuç: Allah bütün kirli duygularını bana dayatırken, kirli yüzünü de zorbaca yaşattı. Bildiğim en büyük fikrim "En şanslı insan, hiç yaratılmamış olandır" . Bilmiyorum, bu psikopat manyak, psikolojik rahatsızlık adı altında daha neler yapacak bana..


23 MAYIS 2017

Değişen bişey yok. Allah tüm lanetini üzerime yağdırmaya devam ediyor;
- Tüm iyi şeyler yasak; evlenmek, çalışmak..vs.
- Hayalimde aileme her türlü kötülüğün görüntülerini oluşturuyorlar
- Zorla içki ve sigara içiriyorlar

Allah son 1 yıldır kirli işbirlikçisi piç Fetoş'un boktan daha iğrenç olan suratını hayalime dayıyor. Her gece.. Yatağa uzanmamla birlikte, hemen o pisliğin suratını hayalimde canlandırmaya başlıyor. Hatta o piçin ruhunda biriken pisliği, sevdiklerimin üzerine bulaştırmakla tehdit ediyor. Sebep olarak da fetoş piçinin tecavüz ettiği kız ve erkek çocuklarının bilgisini sosyal medyada, gece yarısı yaymakta olan twitter kullanıcısına "gündüz yayınla ki herkes bilsin" demişim. O kişi de tüm mesajları silip, gündüz yayınlamıştı ve büyük bir kitleye ulaşmıştı. İşte Allah hep bunu öne sürerek, son bir yıldır da o yaratık ermeni oruspu çocuğuyla kahpelik yaparak, hayatı zehir etti bana.

İnternette zorla yazı yazdırıyorlar. Yazmazsam o konu üzerinden her türlü pisliği yapıyorlar. Yazdığım zaman da neden bizi ifşa ettin diye sevdiklerime ve bana kötülük, bela veriyorlar. Allah neyi yazmamı istiyorsa o konu üzerinden, ben yazıncaya dek her türlü pisliği yapıyor. Yaptığım ifşalar, genelde müslümanların menfaatlerine yönelik oluyor. Tanrı' nın ifşaatımı cezalandırmasının nedeni ise "sen neden müslümanları kayırıyorsun yoksa sende mi İslamcı'sın" diyerek oluyor. Allah'ın İslam ve müslümanlardan nefret ettiğini sanırım daha önce belirtmiştim.
Müslümanların mağduriyetlerinin ifşaasını yaptırmasının nedeni ise güya müslümanlara artık birazcık adaletli olacakmış. Ahir Zaman ya. Dünyanın sonu ya. Müslümanların zaten yaşayabilecekleri bir hayat kalmadı ya. Adaletini temin edesi gelmiş. Bunu benim üzerimden zorla yapıp, beni cezalandırıyor.
İşte böyle namussuz ve şerefsiz bir tanrıdır O !
Kısaca doğduğum günden beri Allah'ın bana yaptığı kahpelikler son hız devam ediyor..
Allah'a Lanet Olsun !

27.01.2019

Yıl oldu 2019. Hala sorunlar devam ediyor. Şu sıralar Allah, rüyalarımda ve hayalimde en ağır namussuzlukları yapıyor bana. Devamlı bu namussuzlukların gerçeğini yaşatmakla tehtit ediyor. İşin içine ailemi karıştırıyor. Bu saçma gaybi yazıları önce zorla yazdırıyor, sonra da neden gizli dümenimi ifşa ettin diye de gelip yine kahpelik yapıyor. Bu kadar fazla namussuz oruspu çocukluğuyla boğuşmaktan hem midem bulanıyor hem de aşırı ötesi yoruldum. Devamlı tehtitler. Hep aileme ve bana her tğrlü zararı ve kötülüğü yapmak yönünde..
Allah diye bildiğiniz kişi gerçekte şeytanın bizatihi kendisidir ve işte bu gerçek yüzünü bana yaşatıyor namussuz oruspu kahpe !!!

14.01.2020

Yaş oldu 42.
Düşünüyorum da aklımın ilk yettiği 5,6 lı yaşlarımı..
Uyku sorunlarını, gece korkutulmalarını.
9 Yaşımda iken sokaklara düşüşümü; açlık, soğuk, güvenlik..
Demek istediğim, sanki bu dünyaya her anlamda eziyet çekmeye gönderilmiştim.
Peki şu an ne durumdayım?
15 yıl öncesine göre iyi fakat ortalama ideal sıradan bir insana göre hala kötü ve eksik.
Allah' ın hayalimdeki sataşmaları, iğrenç görüntüleri, işkence hayalleri...
Eskiye nazaran zayıflasa da kısmen devam ediyor.
Bu lanetlerden kurtulmak için verdiğim mücadeleyi bir bilseniz..
Aşırı yorucu, aşırı ağır, aşırı zor; bezginlik..
Sadece ruhani sıkıntılar mı?
Sosyal yaşamda uğraştığım sorunları bilseniz bir de. Hani normal insana göre ağır ancak benim çektiklerim yanında, bahsine sıra bile gelemeyen yaşamsal sorunlar.
Hayvan komşular yüzünden değiştirdiğim evler,
18 yıldır kendimi ve 12 yıldır da aile bireylerimin düştüğü ağır hastalıklar nedeniyle onları hastanelere taşıyışım, babamı ve abimi ağır hastalıklarından dolayı hastane koridorlarında kaybedişim, ablamın şu an 6 ncı ameliyatı için gün bekleyişimiz, Allah' ın çevremizdeki tüm namussuz ve şerefsizleri sıradan başımıza bela etmesi...
Daha maddi geçim sorunlarından bahsetmeye sıra dahi gelemiyor.
Allah' ın projesi: "Çok saf ve temiz bir aile yaratıp, her türlü kötülüğü yapacağım ve içlerinden birini(beni) de düşman bilip, gerçekteki şeytan karakterimi O' na yaşatacağım" ın proje kurbanlarıyız.

16 ŞUBAT 2021

Hala lanetler tüm kahpeliğiyle devam ediyor. Gaibi ifşaat belasıyla 7/24 kafamı s.kiyolar. Yazacaksın ve yazdığın için sana ağır namussuzluk yapacağım diye şantajlar savuruyor.
Kafamın içinde devamlı şiddet uyguluyorlar. Aileme sataşıyorlar.
Kurtuluş mücadelesi vermekten de yoruldum. Bıkmak fiili, durumumun bezginliğini anlatmaya kifayet etmez. Siz, bıkkınlığın binlerce mislini düşünün. Bu yazıyı da "yine" hastane koridorlarındayken yazıyorum. Hastane, hastalık... Hayatımızın değişmeyen zorlu parçası!
Fazlaca eziyet çekiyorum ama inanın ki yazmaya da mental mecalim kalmadı. Fazla uzatamıycam.
Her şeyin hala kötü gittiğini biliniz.

19 KASIM 2021

Bir günümün nasıl eziyetlerle geçtiğine dair bloga yeni bir sayfa ekledim. Biraz uzun olduğu için ayrı bir sayfada yayınladım.

Sayfanın linki: 

https://gizlilim.blogspot.com/2021/11/1-gunum-nasil-geciyor-cehennem-den.html?m=1

16 ŞUBAT 2022

Rüyamda bir kuyuda olduğumu görüyorum hep. Zaten hayatım da tam olarak bir kuyuda geçiyor. Sembolik bile değil. Gerçeklik. Şerefsiz domuz, ne hakla beni kuyuya kapatıyosun. Beni derhal çıkar bu kuyudan ve geçmiş yılların da hesabını ver, bedelini öde!!!
18 yaşımdayken, kendimi bir mezarın içinde gördüm ve bir ses "haksız ve zamansız hapse atıldın" dedi. Sonrasında da başka arkadaşlar da beni rüyalarında, karanlık bir kuyunun dibinde görmüşler.
Beni bu kuyudan çıkarmamak için hala tuzaklı pazarlıklar yapıyor ve içimde çıkmayı istememe duyguları gönderiyor kahpe domuz!!! Tüm bu tuzakları reddediyorum! 
Tam anlamıyla ve tam olarak bu kuyudan hemen çıkmak istiyorum!!!!!

9 MART 2024

Yaş 46 oldu.
Anlaşıldı ki; doğduğumdan beri devam eden bu cehennem hayatı, ölene dek devam edecek!

Değişen hiçbir şey yok:
Tüm dünya nimetleri yasak; çalışmak, para kazanmak, evlenmek, düzen kurmak, huzur ... yani tüm normal olan her şey yasak!

Hapishane hayatı devam ediyor. Psikolojik eziyetler, kabuslarla bölünen uykular ..vs. yani daha önce anlattığım tüm lanetler, aralıksız devam ediyor!

Şimdi de TİKTOK denilen laneti sardılar başıma!

Daha önce, günlerce namussuz kahpe işkenceler yaparak, beni zorla Tiktok denilen saçmalığa soktu. Birkaç ay takıldım, paylaşımlar yaptım (yaptırdı). Üstte anlattığım namussuz kahpe yöntemlerle. Her paylaşımdan sonra standart olarak yine öfkesini, türlü türlü namussuzluklar yaparak benden çıkardı.
Bu zulümlere dayanamayıp, Tiktok' tan ayrıldım. Ayrıldım diye tam 10 gündür yapmadığı iğrençlik kalmadı.
Tiktok' a tekrar dön diyerek:
- Yahudiler' in sığınakta işkence yaparak öldürdüğü insanların, basına da yansıyan o malum kanlı yatağın kanlarını, günlerce ağzımda oluşturdu. Yahudiler' le ilgili daha birçok laneti yaşattı da yazı fazla uzamasın diye anlatmıyorum.
- Tiktok' a tekrar dönmemi isteyerek, hayalimde devamlı namussuzluklar yaptılar. Namussuzluk yapma tehtitleri yaptılar devamlı. Namussuz tehtit ve şantajlar, kumpaslar, tuzaklar tam 10 gündür aralıksız devam ediyor.

Kahroluyorum, mahvoluyorum. Dayanamıyorum. Zorla yazdırıyorlar, sonra yazmakla suçlayıp yine ağır işkenceler, namussuzluklar yapıyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım.

İstedikleri şu:
Tiktok' a girecem, her gün canlı yayınlara katılacam, düzenli olarak gaibi paylaşımlar yapacakmışım. Ha bu arada tüm dünya işlerimi yasaklıyorlar ki; gece gündüz tiktok' ta kalıyım diye. İşim gücüm yok da ite köpeğe gaibi soytarılıkları anlattacakmışım! Anlatırken de cahiller tarafından kafir, cehennemlik ilan edilip, linçlenicem!

MAYIS 2025

Tüm sıkıntılar kısmen azalmış şekilde devam ediyor.
TikTok denilen pespaye mecrada bulunmam ve paylaşımlar yapmam için tehlikeli durumlar yaşatıyorlar. Tehtitler, şantajlar, kumpaslar, tuzaklar...
O sosyal mecralarda beni mayın eşeği, günah keçisi olarak kullanıyorlar. Tarihi ve Siyasi gizli sırları bana açıklatıp, suçlu ilan edip, Tanrı' nın gazabına uğratıyorlar. Düşünsenize; koca koca çok ünlü Tarihçiler var piyasada, her gün TV' lerdeler ama Tarihsel gizli sırları bana açıklatıyolar. Sonra da Tanrı, beni suçlayıp tüm kahpeliği bana yapıyor. Tanrı değil, ucuz kahpe! Ya hu ben okul hayatım boyunca, Tarih konusundan zerre anlamadan mezun oldum. Çoğunu da kopya ile geçtim. Fakat gel gör ki; hapse atıyolar, zorla gizli Tarih' i öğrendirtip, sonra tehtitle sosyal medyada yazdırıyorlar.

Diğer büyük bela ise yaklaşık 7,8 yıldır kafamın sol tarafında bulunan kötücül enerji. Ya hu ne yaptıysam, kime gittiysem asla çözülmüyor. Ciddi para da harcadım bu uğurda. Metafizkçi, hacı hoca, bioenerjici falan filan. Yok. Düzelmiyo. Hepsi farklı bi şey söylüyo. Kimi diyo define mi kazdın, kimi diyo geçmiş hayatından enerji kapısı açmışlar kötücül varlıklar. Ense köküne yerleşmişler. İsimleri Zahmaran zart zurt vs... imiş.  Öfff ulan yemin ediyom, şu yazıyı bile yazmaya mecalim kalmayacak kadar bezmişim bu pis işlerden... :(
Kafamın solundaki bu kötücül enerji daima bana kötülük yapıyor. Cinsel sağlığıma saldırıyor. Soluma yatınca kabusla uyanıyorum ...vs. bir yığın kötülük yapılıyor.
İşin aslı ise bu illet tam olarak Tanrı' nın kahpeliği. Sorunlar birazcık azaldı diye kalıcı bir piçlik bırakmak istiyor. Ossuruktan yarattığı, ucuz piç varlıkların (in cin cart curt) ardına saklanarak yapıyor domuzluğunu!!! En ufak bi huzur bulacağım diye korku içinde hasetleniyor. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARATILIŞ ve KADER

ÖTE ALEM: CEHENNEM

YARATICININ ŞEYTAN OLDUĞUNA DAİR DELİLLER